bugün
- anın görüntüsü18
- yigitzsche17
- icardi190511
- psikoloğa gitmek mi içki almak mı14
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak22
- junkman13
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı14
- erdoğan'dan sonraki başkan19
- başıboş köpek sorunu25
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız14
- çok fazla çirkin erkek olması13
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği24
- sexting haram mıdır24
- sophie dee'nin memeleri11
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri11
- kurtlar vadisi pusu rezaleti11
- aleyna tilki nin annesi12
- cengiz ünder'in bıyığı12
- ölmeye karar vermek19
- erdal beşikçoğlu'nun işçilerle yemek pr çalışması10
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi15
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- sağlıklı cinsel bir yaşamım var neden konuşuluyor12
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar15
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı59
- assembly kodu11
- iremga8
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola9
- annem baban uğur dündar dedi9
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur20
- ali koç8
- fenerbahçe13
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu9
- yazarların en rum özelliği15
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sadece sennn9
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti11
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- beni seviyor musunuz8
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
sevdiği entry'ler
Hatırlandığında yüreğinizin daraldığı anılardır.
Yer: Ankara ibn_i Sina hastanesi.
Aylardır onkoloji servisinde yatan babamın, yorgun ve bitik halini izliyorum usul usul, içim çekilmiş gibi, o uyuyor, ben izliyorum...
içeri paldır küldür hemşire girdi, uyuyan babama yöneldi ve damar yolundaki kelebeği lönk diye çekiverdi.
Şaşkınlıkla durumu anlamaya çalışıyorum...
irkilerek ve acıyla uyandı babam...
_ Noldu hemşire hanım?
diyebildi yorgun nefesiyle..
_ tedavin bitti, hadeee toparlan gidiyorsun! diye çemkirip, poposunu döndü ve gitti.
O an babamın yüzündeki o ifadeyi, o korkuyu, o hüznü hiç unutmadım.
Her şeyin bittiğini anlamıştı, yolun sonuna gelindiğini...
Hem de bu denli acımasızca, duygudan, merhametten uzak bir ses tonuyla!
Ûzerinden çok yıllar geçti.
Ama adın, yüzün hâlâ capcanlı duruyor beynimde.
Seni hiç affetmeyeceğim Filiz hemşire!
Nefret duyduğum tek insansın!
Yer: Ankara ibn_i Sina hastanesi.
Aylardır onkoloji servisinde yatan babamın, yorgun ve bitik halini izliyorum usul usul, içim çekilmiş gibi, o uyuyor, ben izliyorum...
içeri paldır küldür hemşire girdi, uyuyan babama yöneldi ve damar yolundaki kelebeği lönk diye çekiverdi.
Şaşkınlıkla durumu anlamaya çalışıyorum...
irkilerek ve acıyla uyandı babam...
_ Noldu hemşire hanım?
diyebildi yorgun nefesiyle..
_ tedavin bitti, hadeee toparlan gidiyorsun! diye çemkirip, poposunu döndü ve gitti.
O an babamın yüzündeki o ifadeyi, o korkuyu, o hüznü hiç unutmadım.
Her şeyin bittiğini anlamıştı, yolun sonuna gelindiğini...
Hem de bu denli acımasızca, duygudan, merhametten uzak bir ses tonuyla!
Ûzerinden çok yıllar geçti.
Ama adın, yüzün hâlâ capcanlı duruyor beynimde.
Seni hiç affetmeyeceğim Filiz hemşire!
Nefret duyduğum tek insansın!
görsel
Dünya Bankası'nın salgınının etkisiyle 2021’e kadar 150 milyona yakın insanın aşırı yoksulluğa sürükleneceği öngörüsünün de paylaşıldığı haberde yoksulluğa çözüm bulmaya çalışan Serpil'in öyküsü haberleştirildi.
"Serpil’in hikayesi son zamanlarda yoksul mahallelerde sayısı hızla artan ama hikayesini yüksek sesle dile getirmekten çekinen yüzlerce kadının yaşadıklarının da bir örneği aslında" denilen haberde Serpil'in anlatımlarına da yer verildi:
“Kimse karşıma gelip ‘sen bu işi yapıyorsun’ diye tepki gösteremiyor çünkü kimsenin hem umurumda değil hem de zaten beni 16 yaşında ilk satan babamdı, beni zorla evlendirerek, başından atarak resmen sattı. Sahip çıkmayan bir aile zaten karşıma gelip söyleyemez bir şey…”
32 yaşında ve üç kız çocuğu olan Serpil “Bazen isyan ediyorum; ne babadan yana yüzüm güldü ne anadan ne kocadan. Ama ben tek başıma ayakta duracağım. Buysa da yolu bunu yapacağım, kızlarımı açlık içinde büyütmeyeceğim” dedi.
Serpil'in hikayesi şöyle:
Serpil, 3 kardeşin ortancasıydı, kendisi 6 yaşındayken babası ve annesi ayrıldı. Babasıyla yaşamaya başlayan çocuklardan en küçüğü yurda verildi. Ablası ve Serpil ise erken yaşta evlendirildi. O süreci Serpil şöyle anlatıyor: “Babam yeniden evlendi. ikinci eşinden de 3 çocuğu oldu. 15 yaşımda beni 32 yaşında olan ve daha önce iki evlilik yapan bir adamla evlendirdi. Çocuklarımın babasıyla yani. Evliliğin ilk yılında doğum yaptım. Sonra hemen ardından bir çocuk daha. Eşim bize bakamadığı için beni kendi köyüne gönderdi. Ben eşimi hiç sevmedim, zaten çocuktum. Annen yok, baban yok. Sevgi nedir bilmiyorsun, 18 yaşında ben annesine babasına baktım köyde, annesi felçti, iki bebek kucağımda. Kaynım da oradayken beni taciz etmeye başladı. Ben bunu kocama ne zaman anlatmaya çalışsam bana ‘Sen yanlış anlıyorsundur, o sana sarkıntılık yapmıyordur’ dedi. Her gün gece 3’te gelip kapımı tıklatıp eşiğe para bırakıyordu. Seneler böyle geçti, karanlık elektriği bile olmayan bir odada kaldım çocuklarımla.”
▪︎ Devamı 》
https://t24.com.tr/haber/...bir-sey-soyleyemez,909929
Dünya Bankası'nın salgınının etkisiyle 2021’e kadar 150 milyona yakın insanın aşırı yoksulluğa sürükleneceği öngörüsünün de paylaşıldığı haberde yoksulluğa çözüm bulmaya çalışan Serpil'in öyküsü haberleştirildi.
"Serpil’in hikayesi son zamanlarda yoksul mahallelerde sayısı hızla artan ama hikayesini yüksek sesle dile getirmekten çekinen yüzlerce kadının yaşadıklarının da bir örneği aslında" denilen haberde Serpil'in anlatımlarına da yer verildi:
“Kimse karşıma gelip ‘sen bu işi yapıyorsun’ diye tepki gösteremiyor çünkü kimsenin hem umurumda değil hem de zaten beni 16 yaşında ilk satan babamdı, beni zorla evlendirerek, başından atarak resmen sattı. Sahip çıkmayan bir aile zaten karşıma gelip söyleyemez bir şey…”
32 yaşında ve üç kız çocuğu olan Serpil “Bazen isyan ediyorum; ne babadan yana yüzüm güldü ne anadan ne kocadan. Ama ben tek başıma ayakta duracağım. Buysa da yolu bunu yapacağım, kızlarımı açlık içinde büyütmeyeceğim” dedi.
Serpil'in hikayesi şöyle:
Serpil, 3 kardeşin ortancasıydı, kendisi 6 yaşındayken babası ve annesi ayrıldı. Babasıyla yaşamaya başlayan çocuklardan en küçüğü yurda verildi. Ablası ve Serpil ise erken yaşta evlendirildi. O süreci Serpil şöyle anlatıyor: “Babam yeniden evlendi. ikinci eşinden de 3 çocuğu oldu. 15 yaşımda beni 32 yaşında olan ve daha önce iki evlilik yapan bir adamla evlendirdi. Çocuklarımın babasıyla yani. Evliliğin ilk yılında doğum yaptım. Sonra hemen ardından bir çocuk daha. Eşim bize bakamadığı için beni kendi köyüne gönderdi. Ben eşimi hiç sevmedim, zaten çocuktum. Annen yok, baban yok. Sevgi nedir bilmiyorsun, 18 yaşında ben annesine babasına baktım köyde, annesi felçti, iki bebek kucağımda. Kaynım da oradayken beni taciz etmeye başladı. Ben bunu kocama ne zaman anlatmaya çalışsam bana ‘Sen yanlış anlıyorsundur, o sana sarkıntılık yapmıyordur’ dedi. Her gün gece 3’te gelip kapımı tıklatıp eşiğe para bırakıyordu. Seneler böyle geçti, karanlık elektriği bile olmayan bir odada kaldım çocuklarımla.”
▪︎ Devamı 》
https://t24.com.tr/haber/...bir-sey-soyleyemez,909929
şu sahnesiyle beni gülmekten kıvrandırmış mükemmel karakterdir.
http://www.youtube.com/watch?v=mfEEAT1A4WY
http://www.youtube.com/watch?v=mfEEAT1A4WY
Yapılması tavsiye edilen eylem. Kıyma içini kurbandaki etlerden yaptırdığım kıyma ile hazırladım. Ardından 30 lira verdim ve 20 lahmacun aldım. Normalde lahmacun 10 liradan 20 tanesi 200 lira yapar. Ben toplasan 50-60 lira harcamış olayım kıyma içi ile beraber.
Öncelikle canı çeken hakkını helal etsin. Adres atarsa yemeksepetinden lahmacun ısmarlarım. Sorun değil.
Lahmacun görselleri şu şekilde:
görsel
görsel
Öncelikle canı çeken hakkını helal etsin. Adres atarsa yemeksepetinden lahmacun ısmarlarım. Sorun değil.
Lahmacun görselleri şu şekilde:
görsel
görsel
Hz. Ali (ra) bir gün mescide geldi.
Mescidin kapısında bir adam duruyordu.
Hz. Ali, bu adamdan, kendisi mescitten çıkana kadar atını beklemesini istedi.
Hz. Ali mescide girdikten sonra, adam hayvanın yularını alıp kaçtı.
Hayvanı orada başıboş bırakıverdi.
Hz. Ali mescitten çıkarkan elinde beş dirhem para vardı.
Adamı yaptığı yardımdan dolayı bu 5 dirhemi adama vermek istiyordu.
Fakat birde ne görsün; hayvancağız tek başına, hem de yuları çalınmış olarak başıboş bir şekilde geziniyordu.
Hz. Ali evine döndü. Daha sonra, yanında çalışan çocuğu yeni bir yular alması için çarşıya gönderdi.
Çoçuk beş dirheme bir yular aldı. Hz. Ali yuları görünce şaşırdı.
Bu yular, çalınan yulardı. hırsız bu yuları çocuğa beş dirheme satmıştı. Bu durum karşısında Hz. Ali şöyle dedi:
'insanın rızkı kendinin elinde değildir. Rızık neyse odur; ne artar ne eksilir. Buna karşın rızkı helal ya da haram etmek kişinin elindedir. Biraz bekleseydi helalinden beş dirhem alacaktı. Ancak bu şekilde beş dirhem haram oldu.'
Mescidin kapısında bir adam duruyordu.
Hz. Ali, bu adamdan, kendisi mescitten çıkana kadar atını beklemesini istedi.
Hz. Ali mescide girdikten sonra, adam hayvanın yularını alıp kaçtı.
Hayvanı orada başıboş bırakıverdi.
Hz. Ali mescitten çıkarkan elinde beş dirhem para vardı.
Adamı yaptığı yardımdan dolayı bu 5 dirhemi adama vermek istiyordu.
Fakat birde ne görsün; hayvancağız tek başına, hem de yuları çalınmış olarak başıboş bir şekilde geziniyordu.
Hz. Ali evine döndü. Daha sonra, yanında çalışan çocuğu yeni bir yular alması için çarşıya gönderdi.
Çoçuk beş dirheme bir yular aldı. Hz. Ali yuları görünce şaşırdı.
Bu yular, çalınan yulardı. hırsız bu yuları çocuğa beş dirheme satmıştı. Bu durum karşısında Hz. Ali şöyle dedi:
'insanın rızkı kendinin elinde değildir. Rızık neyse odur; ne artar ne eksilir. Buna karşın rızkı helal ya da haram etmek kişinin elindedir. Biraz bekleseydi helalinden beş dirhem alacaktı. Ancak bu şekilde beş dirhem haram oldu.'
Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın, ya siyahı, ya beyazı seçeceksin.' - Şems
işte burda bahsedilen aşk, tasavvuftur.
işte burda bahsedilen aşk, tasavvuftur.
yaklaşık üç yıl süren ispanyol gribi pandemisi 50 ila 100 milyon arasında kişiyi öldürmüş, dünya nüfusunun yaklaşık üçte birine de bulaşmıştır.
fakat 100 yıl önce tıp da, teknoloji de, haber imkanı da yoktu.
ki çok da abartmamak gerek.
fakat doğrudan corona yüzünden değil fakat hastahanelerin yoğunluktan işleyemez hale gelmesi ve corona kapma korkusu nedeniyle, başka hastalıklarını tedavi ettiremediği için insanlar ölecek. trajik bir hadise bu.
fakat 100 yıl önce tıp da, teknoloji de, haber imkanı da yoktu.
ki çok da abartmamak gerek.
fakat doğrudan corona yüzünden değil fakat hastahanelerin yoğunluktan işleyemez hale gelmesi ve corona kapma korkusu nedeniyle, başka hastalıklarını tedavi ettiremediği için insanlar ölecek. trajik bir hadise bu.
"Kalbimin topraktan olduğunu söyleyince benimle alay etti.
Çünkü kalbi demirdendi…
Ama yakında yağmur yağacak
ve kalbim çiçek açacak,
onunkisi ise pas tutacak…"
Şems- i Tebrîzî Hz...
Çünkü kalbi demirdendi…
Ama yakında yağmur yağacak
ve kalbim çiçek açacak,
onunkisi ise pas tutacak…"
Şems- i Tebrîzî Hz...
Ne bileyim ya 6 günde yaratılmış falan ama sen tek nefeste tüm evreni yok edebilirsin. Tek nefeslik evrenin kaç günde yaratıldığı pek de mühim değil galiba, sanırsam, herhalde.
Bir saat sonra sahura, sahurdan dört saat sonra da işe uyanacağım ama önce uyumam lazım. Uyumam için de başımı yastığa koyduğum an "ne güzeeel" diye bağırmayı kesmem gerekiyor.
Ne zaman içim dışıma taşmaya çalışsa elim Kesmeşeker'e gider ve ben şarkıları dinlerken anlarım nasıl bir ruh halinde olduğumu; bu gece de öyle. Hayatın durması mı yoksa ilerlemesi mi daha kötü karar veremiyorum ve ceza sahasında yalnız kalmak istemiyorum.
Keşke uyusam böyle pıt diye.
Ne zaman içim dışıma taşmaya çalışsa elim Kesmeşeker'e gider ve ben şarkıları dinlerken anlarım nasıl bir ruh halinde olduğumu; bu gece de öyle. Hayatın durması mı yoksa ilerlemesi mi daha kötü karar veremiyorum ve ceza sahasında yalnız kalmak istemiyorum.
Keşke uyusam böyle pıt diye.
inat etmek, direnmek anlamlarına gelen kelimedir. Bir ailede doğan ilk çocuğa verilen isimlerden biridir aynı zamanda.
Sözlük okuyorum ve mezuniyetten üç sene sonra zar zor bulduğum işime tutunmaya çalışıyorum. Pek parlak değil anlayacağınız.
Siz yine de bana acımayın, bunlar mutsuz olduğum anlamına gelmiyor.
Siz yine de bana acımayın, bunlar mutsuz olduğum anlamına gelmiyor.
Heyecanlı gençlere tavsiye ettiğim olmaktır. Tadından yenmeyen bir şey çünkü bu.
Dikkat! Bu hasret ürün yerleştirme içermektedir.
görsel
görsel